Haber
2018-11-12 16:14:05
Enflasyon farkı için yıl sonu beklenmesin, adil sonuç için enflasyon tazminatı da ödensin

2018 yılı Ekim ayı enflasyonu verisi yüzde 2,67 olarak gerçekleşmesi için 12,26 seviyesinde bir enflasyon tahmini, 2018 Ocak-Ekim dönemi 22,56'ya, yıllık enflasyon oranı yüzde 25 , 24'e yükselmiş oldu.

Biri eskierini gerçekleştiren iki hedef, emek kesimini güçlendirmek ve enflasyonu düşürmek

2018 yıl sonu verisinin kesinleşmesi için kalan iki aylık süreye rağmen tablo, Yeni Ekonomik Program'da ortaya konan 2018 yıl sonu için bir sonucun çıkması, bir sonucun ortaya çıkmasıyla ilgili bir noktaya ulaşmışsın.

Enflasyonla mücadele ediliyor Yeni Ekonomik Program'da ortaya konan irade ile “Enflasyonla Topyekûn Mücadele” başlığıyla hayata geçirilen soyut uygulamaların hayata geçirilmesinden borç almamayacağına inanılır. Bu itibarla, enflasyonun ortaya çıkmış olması ve uygunluğunun giderilmesi, “Enflasyonla Topyekûn Mücadele”, bu konudaki sürekli eylemdir.

Siyasi irade ve ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadele uyumlaştırılması ile ortaklaşmalar, ortaklıklar, maliyetler, maliyetler, hisse senedi, faizler, enflasyon, faizler .

“Enflasyon farkı ile yıl sonu beklenmemeli” sözlerinin açık olmasıyla birlikte, bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Yeni Ekonomik Program ile 2019 Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi birlikte değerlendirildiğinde, tek haneli enflasyon hedefinin gerçekleşme ihtimalinin 2020 olarak belirlendiği gerçeğine rağmen 2019 bütçesinde maaş ve ücretlilerin yararlanacağı birçok mali ve sosyal hakta ya hiç artış yapılmadığı ya da 2018 ve 2019 yılları enflasyon verileri toplamının oldukça altında bir artışla yetinildiği de görülmektedir.

Kamu görevlileri dâhil olmak üzere, ücretlilerin enflasyona ezdirilmemesi sorumluluğunun/vaadinin, sadece maaşları değil, göreve/kadroya bağlı olarak yararlanılan diğer mali ve sosyal hakları da kapsadığı kabul edilmelidir.

Enflasyon mağduriyetini gidermenin yolu adaletli tazminden geçer

2018 yılı genelinde ve özellikle de yılın ikinci altı aylık döneminde enflasyonun, maaş ve ücret geliriyle hayatlarını idame ettiren kesim üzerinde oluşturduğu baskı ve yaşattığı mağduriyet, yıl sonu itibarıyla yapılacak enflasyon farkı hesabı ve 2019 yılı Ocak ayında bu farkın maaşlara yansıtılması suretiyle giderilebilecek düzeyi aşmıştır. Yılın ilk altı aylık dönemi için Nisan-Haziran döneminde, ikinci altı aylık döneminde ise Ekim-Aralık döneminde maaşların enflasyon altında kaldığı/kalacağı kesinleşmiştir. Bir başka ifadeyle, Ocak ayında maaşı 100 birim olan bir kamu görevlisinin maaşı Nisan-Haziran döneminde 91-99 düzeyine, Eylül-Ekim aylarında 78-83 seviyesine kadar gerilemiştir. Somut olarak, anılan aylarda kamu görevlilerinin hem maaşlarında/gelirlerinde/satın alma güçlerinde hatırı sayılır oranda bir azalma/kayıp meydana gelmiştir.

Elbette 2018 Temmuz ayında enflasyon farkı maaşlara yansıtılmış ve şüphesiz ki 2019 Ocak ayı itibarıyla da 2018 yılı ikinci altı aylık dönemdeki enflasyon farkı maaşlara yansıtılacaktır. Fakat bu durum sadece enflasyon kaynaklı kaybın sonraki altı aylık dönemin başlangıcı itibarıyla devamını engellemeye dönük bir hamle olacak, geçmiş dönem kayıplarını telafi ve tazmin edecek bir sonuç üretmeyecektir. Bu nedenle, hedeflenen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon arasındaki dört katı aşan farklılık nedeniyle kamu görevlileri başta olmak üzere, ücretlilerinin enflasyon kaynaklı mağduriyetlerinin geçmişe etkili olacak şekilde tazminini sağlayacak bir uygulama, kamu görevlileri için haklı talep, siyasi irade açısından ise hakkı teslim sorumluluğudur. Bu bakış açısıyla, kamu görevlilerinin maş ve ücretlerinde yapılan artışın enflasyonun altında kaldığı aylardaki gelir kaybının/maaşlardaki reel ücret azalışının hesaplanarak, 2018 yılı enflasyon tazminatı olarak 2019 Ocak ayı maaşlarıyla birlikte ödenmesini sağlayacak bir yaklaşım hayata geçirilmelidir.

Enflasyon farkıyla geleceğe etkili sonuçlar üretilmesi noktasında ortaya konan sorumluluk alma iradesinin/yönteminin enflasyon tazmini uygulamasıyla geçmişe etkili olarak da uygulanması gerekmektedir. Aksi hâlde, enflasyona karşı koruma sorumluluğu, zamanın bütününde gerçekleştirilen bir eylem olarak değil, anlık gerçekleştirilen bir refleks olarak anılacaktır.

Kamu görevlilerinin mahkûm edildiği artan vergi yükü-azalan maaşı garabeti sona ermeli

Diğer taraftan, enflasyon oranlarının yüksek seyri ile ortaya çıkan sonuçlardan biri de hiç kuşkusuz “yeniden değerleme oranı” tespitinde kendisini gösterecektir. Enflasyon farkı kaynaklı artışlarla maaş bordrosundaki tutarları yükselen (gerçekte reel gelir kaybı yaşayan) kamu görevlilerinin gelir vergisi tutarları da buna bağlı olarak artmakta, bir yönüyle vergi yükü artarken maaşları/net gelirleri azalmaktadır. Bunun temel nedenlerinden biri ise, devletin tarafından sunulan ve mal ve hizmetlere yeniden değerleme oranı kadar artış yapılırken, gelir vergisinin hesaplanmasına esas matrah tutarlarında yeniden değerleme oranından daha düşük düzeyde artış yapılmasıdır. Buna bağlı olarak, kamu görevlileri yılın çok daha erken aylarından itibaren yüzde 20-27 oranında gelir vergisi ödemek durumunda kalmaktadır.

2018 hisse enflasyona bağlı kalmak için yeniden değerleme. Taksit matrahlarda, yeniden değerleme oranından daha düşük oranda artış yapılmaması durumunda, 2019 yılında kamu görevlileri çok daha erken aylarda oran vergiler gelir vergisi ödenecek kalacaktır. Bu çerçevede, 2019 tutarındaki gelir vergisi matrisi ile ilgili hesaplamalar yapılır.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen