Haber
2018-09-03 16:13:39
Uluslararası sempozyumumuzda 'Küreselleşmenin Eğitim Boyutu' ve 'Eğitimin Küreselleşmesi ve Sendikacılık' oturumları yapıldı

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, politikalarda kaliteli eğitim ve insani yaşam standardının birlikte ele alınması gerektiğini belirterek, “Para ve bilginin dönüşümü ve gelişimi kadar paylaşımı da önemli olduğu gerçeğini kabul ederek çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Bizler, oluşturacağımız ortak zeminlerde, olup bitenleri, geleceği müzakere etmeli, buna göre öngörülen eğitim politikalarının şekillenmesine katkı vermeliyiz” dedi.

“Küreselleşme, Eğitim ve Sendikalar” sempozyumunda “Küreselleşmenin Eğitim Boyutu”, “Eğitimin Küreselleşmesi ve Sendikacılık” başlıklı iki oturum yapıldı.




Moderatörlüğünü Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca’nın yaptığı “Küreselleşmenin Eğitim Boyutu” başlıklı oturumda, Endonezya eğitim sendikası PGRI Başkanı Unifah Rosyidi, Kenya eğitim sendikası KNUT Başkanı William Sossion, Danimarka’dan ETUCE Avrupa eski Direktörü Martin Romer ve Arap Eğitim Örgütü Başkanı Jamal Houssami birer tebliği sundular. 



 

İkinci oturumun moderatörlüğünü Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün yaptı. “Eğitimin Küreselleşmesi ve Sendikacılık” başlıklı oturumda, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Kazakistan eğitim sendikası KTUESW Başkanı Maira Amantayeva, Arjantin’den CLATE eski Başkanı Julio Durval Fuentes ve Arap Öğretmenler Birliği Başkanı Hişam Nimer Mustafa konuyla ilgili görüşlerini katılımcılarla paylaştılar.



 

Küreselleşmenin ideolojik etkisiyle dünya hızla tek tipleşmektedir

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Eğitimin Küreselleşmesi ve Sendikacılık” başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, ideolojik yüklemelerle egemen kılınmak istenen küreselleşmenin, hayatın doğal akışını gereksiz yere zorladığını, bunun sonucunda trajediye varan sıkıntıların, zihinsel, ruhsal travmaların hatta zulümlerin yaşanabildiğini ifade ederek, “Bir olgu olarak küreselleşme, kültürlere birbirini tanıma imkânını verirken; bir ideoloji olarak küreselleşme, belli bir algı ve anlayışı yaymayı amaçlamaktadır. Bugün küreselleşmenin ideolojik etkisiyle dünya hızla tek tipleşmektedir. Aynı kavramlar, aynı modeller, aynı tarzlar, aynı akım, aynı moda, aynı gıdalar, aynı yollar, aynı araçlar, arabalar, aynı eşyalar, aynı mimariler. Bütün bu aynılıklar aynı standardizasyonla aynı insanı, aynı düşü, düşünceyi ortaya çıkarmaktadır. Globalizm denilen küreselleşme ideolojisi, insanı seçeneksiz bırakan bir dünya icat etmiştir” şeklinde konuştu.

Küreselleşme sürecinde eğitimcilerin, kendi değer ve birikimlerini insanlığın ortak değer ve birikimine katarak imkân ve seçenek bolluğuna katkıda bulunması gerektiğini dile getiren Selvi, “Eğitimi ilgilendiren her konuda kendi tecrübelerimizi paylaşabiliriz. Biz Eğitim-Bir-Sen olarak bu paylaşımlara önem veriyoruz” diye konuştu.
 


Küreselleşmenin ve neo-liberal politikaların yaygınlaşmasının eğitim sistemleri üzerinde köklü değişimlere neden olduğunu vurgulayan Selvi, şöyle konuştu: “Eğitim sistemindeki yönetim anlayışının değişmesi, okuldaki personelin istihdamını, okulun mali yönetimini, müfredatının yerelden belirlenmesini ve okulların özerkliğini doğrudan etkilemektedir. Dünyanın pek çok ülkesinde her okul müfredatını merkez müfredat ekseninde kendisi geliştirmektedir. Küresel eğitim reformlarının önemli bir diğer hususu da öğretim yöntemleri ve müfredatlarda değişimdir. Öğretim yöntemlerinin öğrenci merkezli olması, aktif öğrenme, öğrenilen becerileri yaşama aktarma gibi hususlar müfredat reformlarındaki önemli talepler olarak öne çıkmaktadır.”

Selvi, küreselleşme ve neo-liberal politikaların hızla arttığı günümüzde öğretmenlerin haklarını koruma konusunda sendikalara ek görevler düştüğüne işaret ederek, sendikaların, mesleğin saygınlığının ve onurunun korunması için aktif bir politika yürütmesi, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemek için daha fazla çaba harcaması gerektiğini kaydetti. Selvi, sendikaların, öğretmenlerin mevcut durumları, çalışma koşulları, sorunları ve talepleri konusunda sürekli izleme ve değerlendirme çalışmaları yapması, bu çalışmaların verilerinin dikkate alınarak politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi.





Politikalarda kaliteli eğitim ve insani yaşam standardı birlikte ele alınmalıdır

Güzel ve faydalı olanın yaygınlaşmasına, yeniliklerin hayatımıza olumlu etki yapabilmesi için bu tür faaliyetlere ve karşılıklı iletişime ihtiyaç olduğunu dile getiren Selvi, “Tecrübe ve bilginin paylaşılması, nesilden nesile aktarılması son derece önemlidir. Yeni araştırmalar, üretilen araçlar, iletişim unsurları, keşifler bize yeni imkânlar, fırsatlar sunmaktadır. Politikalarımızda kaliteli eğitim ve insani yaşam standardını birlikte ele almalıyız” ifadelerini kullandı.

Dezavantajlı kesimlerin sorununu minimize etmek için daha fazla inisiyatif almaları gerektiğini kaydeden Selvi, şunları söyledi: “Doğal afetler, fakirlik, ülkeler arası sorunlar ve iç savaşların en mağdurları çağ nüfusu ile birlikte eğitim alamayan, emsalleri ile rekabet edemeyen öğrencilerdir. Bu mağduriyeti gidermek, problemin çözümünü öncelemek insanlık ailesi adına hepimizin görevidir. Aksi hâlde, yaptığımız birçok güzel şeye rağmen eğitim politikalarında öncelik, seçkincilerin taleplerini karşılamaya dönük politikalar olursa, toplumsal farklılaşmanın, ayrışmanın hatta çatışmanın nedeni olabilir. Bu konuda emekçilerin, dezavantajlı kesimlerin ümidi olan biz sendikalar daha hassas olmalıyız.”
 


Küreselleşmenin Eğitim Boyutu paneli

Moderatörlüğünü Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca’nın yaptığı “Küreselleşmenin Eğitim Boyutu” başlıklı oturumda bir sunum yapan Endonezya eğitim sendikası PGRI Başkanı Unifah Rosyidi, kendi ülkelerinde iyi bir eğitim ortamı hazırlamanın öncelikli hedefleri olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Her çocuğun okula gitmesi, öğrenim kalitesinin artırılması ve küresel vatandaşlık duygusunun geliştirilmesi üzerinde duruyoruz. İnsanlar dayanışma duygusunu öncelikle çevresindekilere anlatmaya çalışmakla işe başlasalar aslında sorunun önemli bir kısmını çözmüş oluruz. Bu misyon hem küresel hem de yerel olarak tatbik edilebilir. PGRI Endonezya’da çok kapsamlı çalışmalar gerçekleştirdi.”



 

Sossion: Hep birlikte eğitimin kalitesini artırıp dünyadaki durumun değişmesine katkıda bulunabiliriz

Kenya eğitim sendikası KNUT Başkanı William Sossion, küreselleşmeyle birlikte ortaya göçmen sorununun çıktığını, ancak bu durumun olumlu yanlarının da olduğunu öne sürerek, göçün, bilginin serbest dolaşımı anlamında olumlu gelişmeleri de beraberinde getirdiğini savundu. Her şeyin anahtarının eğitim olduğunu belirten Sossion, “Dünya genelinde görüyoruz ki çocukların eğitimi de bu küreselleşmenin etkilerinden nasibini alıyor ve farklı türde eğitim modelleri ortaya çıkıyor. Kenya, küreselleşmeye uyum sağlamak için sürdürülebilir kalkınma hedeflerini oluşturdu ve uygulamaya çalışıyor. Öğretmenin profesyonelleşmesini hedefliyoruz. Çünkü Kenya’da öğretmen komisyonu yasası gereği öğretmenlerin sürekli kapasitelerini artırmaları gerekiyor. Bu da sınıfa adım atan her öğretmenin kendini geliştiren ve küreselleşmeye ayak uyduran öğretmenler olmalarını sağlıyor. Hükûmetler, ülkeler ve sivil toplum kuruluşları birleşerek eğitimin kalitesini artırıp dünyadaki durumun değişmesine katkı sağlayabilirler. Bununla ilgili hiçbir kısa yol yok, bütün uluslar katkı sunmak zorunda” ifadelerini kullandı.



 

Romer : Küresel cevaplara ihtiyacımız var

Danimarka’dan ETUCE Avrupa eski Direktörü Martin Romer, birçok ülkede öğretmenlerin eğitiminde geleneksel yöntemler kullanıldığına dikkat çekerek, “Birçok ülkede öğretmenlerin eğitimi geleneksel bir şekilde yapılıyor. Küreselleşmiş bir dünyada öğretmenler nasıl bir eğitim vermeleri gerektiğini kestiremiyorlar. Kendi gördükleri yöntemlerle eğitim vermeye çalışıyorlar. Maalesef birçok alanda ve birçok ülkede hükûmetler öğretmenlere gereken desteği vermiyor. Öğretmen olarak bizler kendi mesleğimize sahip çıkmalı ve kendi eğitimimizin sorumluluğunu kendimiz almalıyız. En yüksek mesleki kaliteyi yakalamamız gerekiyor, çünkü ancak bunu yaparak iyi öğrencilere sahip olabiliriz. Her şeyden önce öğretmen eğitimini artırmamız gerekiyor. Küresel sorunlarla karşılaştığımız için küresel cevaplara ihtiyacımız var.”



 

Houssami: Yetişen neslin kendine güvenerek yol alabilmesi için tek ihtiyaç eğitimdir

Arap Eğitim Örgütü Başkanı Jamal Houssami ise, eğitim sisteminin tekrar reforme edilmesi noktasında yeni çalışmaların yapılması gerektiğini kaydetti.

Houssami, iyi bir eğitim sistemi için kafa yormak, emek harcamak gerektiğini dile getirerek, “Yetişen neslin kendine güvenerek yol alabilmesi için tek ihtiyaç eğitimdir” diye konuştu.

Eğitimin Küreselleşmesi ve Sendikacılık paneli

Moderatörlüğünü Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün’ün yaptığı ikinci oturumda “Eğitimin Küreselleşmesi ve Sendikacılık” konuşuldu.


 

Kazakistan eğitim sendikası KTUESW Başkanı Maira Amantayeva, hızla değişen rekabet dünyasında nasıl bir konum alınması gerektiğini konuştuklarını belirterek, “Öğretmenin eğitim seviyesi ne kadar yüksekse o ülkenin o kadar başarılı olduğunu tecrübe ediyoruz. Emeklerimizin meyvesini almamız eğitimin iyi olmasına bağlıdır. Eğitimin ticarileştirilmesi parasızlıktan değil, bu daha büyük hesaplar içeriyor. Öğretmenin sosyal statüsü ne kadar yüksek olursa o devlet de o kadar başarılı olur. Eğitim çok zor bir süreç ve ülke ekonomisine önemli ölçüde bağlıdır. Bizler sendikalar olarak öğretmenlerin sorunlarını yetkililere iletmekten çekinmemeliyiz. Bizim elde edeceğimiz haklar neticesinde halkın memnuniyeti ve huzuru artar” dedi.



 

Fuentes: Daha iyi politikaların yapılabilmesi için bilginin kullanılması gerekiyor

Arjantin’den CLATE eski Başkanı Julio Durval Fuentes, kamu alanında ve farklı alanlarda çalışanları temsil eden bir konfederasyon olduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Devletin sadece metalaştırılması aslında insan haklarına aykırı. Devletin rolünü sadece idari düzenleyici olarak sınırlandırmak yerine, gerekli ihtiyaçlara cevap veren bir organizma olarak görmek istiyoruz. Saygın bir yaşam için kamu hizmetlerinin altını çizmek zorundayız. Devlet çalışanlarının yaptıkları işlerin içinin boşaltılmasına karşı mücadele ediyoruz. Bugün eğitim stratejileri dediğimizde tüm tarihe bakmamız gerekiyor. Tarih, kapitalist olmayan bir bakış açısıyla eğitime bakmamızı sağlayacak bir kaynak. Bunlar olmadan ne yazık ki bu dünya krizinin üstesinden gelmemiz mümkün değil. Eğitim iyileştirilmek isteniyorsa mutlaka bilgi işçilere ve işçi haklarını savunan kurumlara ulaştırılmalı. Daha iyi politikaların yapılabilmesi için bilginin kullanılması gerekiyor.”



 

Mustafa: İnsanlık tarihinde böyle kötü bir köy görmedik

Arap Öğretmenler Birliği Başkanı Hişam Nimer Mustafa ise, teknolojinin birçok engeli ortadan kaldırmasına rağmen bu küresel köyün birçok acıyı da içinde barındırır hâle geldiğini dile getirerek, “Bizim temennimiz, bu küresel köyün barışı içinde barındırmasıydı. İnsanlık tarihinde böyle kötü bir köy görmedik. Dünyada çok küçük bir kesim zenginlik ve refah içerisinde, geriye kalanı açlık ve sefaletle mücadele ediyor” ifadelerini kullandı.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen