Üyesine kazandıran, ülkesine sahip çıkan bir teşkilatız

                Sendikacılığın mücadele, müzakere, sorunları tespit, çözümü takip etmek ve sonuç almaktır. Zor süreçlerde hep dik durduk, her zaman hakkı ve adaleti savunduk. Sorunları tespit etmekle kalmadık, çözümün yolunu da gösterdik. Doğruları söyledik, yanlışlara karşı çıktık. Üyeye, ülkeye, insana ve insanlığa dair kazanımlar ürettik, örgütlülüğü güce, gücü ise kazanıma dönüştürdük.

         Herkesin özgürce, kardeşçe ve insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi için sendikal yolculuğa çıktık, emek mücadelesine dair değerli kazanımlar üreten güçlü bir sendika olduk.

         Türkiye’nin demokratikleşmesi, özgürlük alanlarının genişlemesi, vesayetin tasfiyesi, sosyal adaletin tesisi için ter akıttık. “Türkiye’nin, kendisiyle yarışan ve yeni rekorlar kıran en büyük sendikasıyız. Hiç kimsenin diline, dinine, rengine, şekline, mezhebine, meşrebine bakmıyor; gözyaşı ve alın terinin renginin aynı olduğu gerçeğinden hareketle ‘Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/ Gökleri insanın ortak tarlası’ diyoruz. Sendika olarak, kendimizi, kişisel hedeflerini küresel vizyon için kenara koyanların, büyüdükçe tevazuyu kuşananların, hakikat davasına bütün hasbiliğiyle, harbiliğiyle adananların ortak mevzisi olarak görüyoruz. Sendikal alana önerilerimizle, eleştirilerimizle ve kazanımlarımızla damga vurduk, vurmaya da devam edeceğiz”

         Saygın iş, insan onuruna yaraşır ücret mücadelesini ülkemizle sınırlamadık. “Emeğin örgütlü gücünü ulusal zeminlerle sınırlı tutarsak, küresel sömürünün karşısında direnemeyiz. Ekonomiden teknolojiye, siyasetten diplomasiye, her alanda küresel güç odaklarının ve egemenlerin hâkim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Sermayenin küresel olarak örgütlendiği, devletler ve uluslararası kuruluşlar üzerinde baskı kurduğu bir zaman dilimindeyiz. İnsanların hayatını kaybetmesini, paranın değer kaybetmesinden daha önemsiz görenlerin güç dengelerini belirlediği bir dünyaya mahkûm olmak istemiyoruz. Bizim, adaletle teması daha yakın, merhametle etkileşimi daha derin bir dünya umudumuz ve hedefimiz var.”

         İnsan onuruna yaraşır bir hayat sürmenin herkesin hakkı olduk, “Dünyanın küreselleştiği ve iletişim imkânlarının arttığı bir ortamda insanca yaşam hakkını sadece kendimiz için talep etmek bireysel konfor talebi olacaktır. Herkesin insan onuruna yakışır bir hayat sürmesinin mücadelesini verenlere; emek, ekmek ve özgürlük mücadelesinde gecesini gündüzüne katan yol arkadaşlarımıza, canla başla yaptığı çalışmalar için teşekkür ediyoruz”